Monday, January 30, 2006

BİR ADAMIN HİKAYESİ - 8

Spider-Man bir kahraman değil

Mektupta:

Sevgili dostlarım.
Ölüm olaylarını duydum. ama birisinden kuşkulanılıyormuş.
Ad Spider-Man. Hastalık taşıdığı söyleniyor. Beni merak
etmeyin, ben sizi merak edeceğim...
Şen.

Mustafa hayretle:
- Şen ne biçim yazı yazıyor. Ayrıca niye beni merak edecekmiş ki?
Ali:
- Garip.
On gün sonra bu grup yılbaşı alışverişine gitti. Koskocaman New York’ta etrafı geziniyorlardı. Daha sonra bir yangın gördüler. Yangını izlemeye başladılar. Müzeyyen telaşla Ali’ye:
- Acaba içeride birisi var mı?
Daha sonra havada birisi belirdi. Hızla binanın duvarını kırıp içeri girdi. Bir kaç dakika sonra dışarı elinde bir insanla çıktı. İnsanı binanın üzerine bıraktı. Grup dışındaki insanlar:
- Evil Spider-Man, diyerek üzerine karton, şişe ve taş atmaya başladı. Spider-Man hemen oradan uzaklaştı. Başka bir gün grubun (Jack, Osman bey ve Lapacı hariç) gezdiği müzede yangın çıktı. Grup içeride hapsolmuştu. Yukarı çıkıp orada beklediler. Ama yangın her yeri sarmıştı. Bir dakika sonra yanlarındaki duvar kırılarak içeri Spider-Man girdi. Ve yandaki bir binaya ağını attı. Ali şaşkınlıkla:
- Ne, nasıl, yani?
Spider-Man yanıt olarak:
- Bayağı olur.
Mustafa ağa tırmanarak karşı binaya ulaştı. Arkasından Ali, Müzeyyen, Q, Yücel ve Gül geldi. Spıder-Man giderken gruba:
- 2. Şahıs size ölüm olaylarının nedenini açıklayacak.
Ertesi sabah Mustafa kahvaltıda Osman beye:
- Bu 2. Şahıs neyin nesi, araştırır mısınız?
Osman bey:
- Tabii olur evlat.
Jack:
- Ben şahsen Spider-Man’in suçlu olduğuna inanıyorum.
Ali elindeki ekmeyi bir tabağa bırakarak:
- Orada olacaktın. Bizi kurtardı.
Yücel:
- Evet.
Jack peçeteyle ağzını silerek:
- Olsun. Yine de suçlu.
Yılbaşı gecesi grup,
yeni yıla girişlerini kutluyorlardı. Ali, Yücel, Jack ve Gül dans ediyorlardı. Q ve Müzeyyen televizyon izliyorlardı. Osman bey kitap okuyor, Mustafa ve Lapacı satranç oynuyorlardı. Lapacı:
- Şah, mat.
Mustafa:
- Ah. Ben içecek servisi yapacağım.
Lapacı da dans edenlere katıldı. Ali dans ederken de arada sırada bir şeyler mırıldanıyordu:
- Süper, süper oynayın. Bizim için, bu taraftar için oynayın.
Saat 23:59’da geri sayıma başladılar:
- On, dokuz, sekiz, yedi, altı, beş, dört, üç, iki, bir, sıfır! Yeni yıl!
Mustafa:
- Yaşasın.
Ali:
- Yeni yıl!
Yücel:
- Yeni bir üç yüz altmış beş gün!
Ertesi sabah Mustafa uyandığında Güneş’li bir hava gördü.

2. Şahıs


Kahvaltıyı hazırlamak için indiğinde her şeyi hazır buldu. Görünüşe bakılırsa Ali ve Müzeyyen kahvaltıyı hazırlamışlar. Çünkü mutfaktan birtakım sesler geliyordu. Mustafa kahvaltıyı atlayıp salondaki kitaplığa gitti. (Yoksa Ali ve Müzeyyen flört edip Mustafa’nın midesini bulandırabilir)Mustafa, 2. Şahıs adıyla ilgili bir kitap arıyordu. Aradığı şeyi bulamadı. Ama “Garip İsimli Kişilerin Adresleri” adında kalın bir kitap buldu. Ve bir koltuğa oturup okumaya başladı. Kitapta garip şeyler yazıyordu. Daha sonra Mustafa şarkı sesleri duymaya başladı:
- Batsın Bu Dünya, ben ne yapayım, Batsın Bu Dünya, artık bir şey yapamam.
Mustafa hemen okuduğu sayfanın köşesini kıvırıp masaya koydu. Sonra da banyoya koştu. Bir kulak tıkacı alıp kulağına tıktı. Banyodan çıktıktan sonra salona giderken Ali’nin banyoya gittiğini gördü. İçinden bir “oh” demek geldi. Kahvaltıya oturduğunda Yücel'in daha henüz geldiğini gördü. Yücel tabağının içindeki ekmeği ağzına koyup boğuk bir sesle:
- Günaydın, dedi.
Mustafa:
- Günaydın.
Yücel ekmeği yuttuktan sonra:
- Eğe peki şu 2. Şahıs'ı bulabildiniz mi?
Mustafa uykulu bir halde:
- Hayır.
Kahvaltı bittikten sonra Mustafa arabayla Q ve Ali’yi işe bıraktı. Osman bey salondaki “Garip İsimli Kişilerin Adresleri” kitabını gördü. Hemen okumaya başladı. Osman bey mırıldanarak okudu:
- Üst katta bulunan # 3. alt ykltma. Bunun anlamı ne olabilir?
Arka sayfaya baktı. Osman bey arka sayfayı okudu:
- Orda şifre Ü’yle başlıyor, t’le bitiyor. Ama bazen yok olma denilen bir şey yada bütün her şey uçar veya akılda kalır. İstediğiniz şey üste veya altta olabilir. Yeter ki siz onu, iki yerin ortasındaki işaret yada boşlukta bulun. Ama dikkatli olursanız anlarsınız. Eğer anlamazsanız sakın arka sayfayı açmayın. Nedeni çok önceden biliniyor. Siz anın.
Osman bey şaşkınlık içinde arka sayfaya baktı. Sadece # işareti vardı. Osman bey çok şaşırmıştı.
Ocak ayının 23’ünde saat 10:00’da Osman bey, hala, 2. Şahıs’ı arıyordu. Sonunda Osman bey, Mustafa’nın iki günlüğüne bir deney odası kiralamasını söyledi. Orada hemen çalışmalara başladılar. Gecesini gündüzüne katarak çalışıyordu. En sonunda bir şey bulmayı başardı. Bu sefer küçük bir hece buldu. Bilgisayarda daha iyi incelemeye koyuldu.
Ertesi gün Osman bey uyandığında kendisini bilgisayarın başında buldu. Ve hemen çantasından küçük bir kraker alıp yedi. Daha sonra bilgisayarda çalışmaya tekrar başladı. Telefon çaldı. Osman bey telefonu açtı. Arayan Yücel idi. Osman bey:
- Alo.
Yücel:
- Alo, ben Yücel. Arayıp niye gelmedin diye soracaktım. Niye gelmedin?
Yanıt olarak:
- Çünkü çözmek üzereyim.
Yücel:
- Peki acıkmadın mı?
Yanıt olarak:
- Yanımda kraker var.
Yücel:
- İyi misin?
Yanıt olarak:
- İyiyim. Hoşça kal. diyerek Osman bey telefonu kapattı. Ve yine çalışmaya koyuldu. Kitapta 2. Şahısla ilgili yeni bir yazı çıkmaya başladı. Osman bey kendi kendine:
- Galiba buldum, dedi.

(Devam edecek)

No comments: