Monday, January 23, 2006

BİR ADAMIN HİKAYESİ - 4


Çılgın korsan Jack

Grup Dockteerbly’in yolunu tutmuştu.Mustafa diğerlerine:
-Sıradaki durak Dockteerbly.
Ali kızgınlıkla:
-Niye Paperds gibi bir şehre gitmiyoruz ha?
Mustafa karşılık olarak:
-Ali Paperds şehrindeki ev ve oteller çok pahalı.
Bir süre sonra bir araba dükkanı karşılarına çıktı.Mustafa:
-Parası olan var mı?
Q:
-Benim kırk milyonum var.
Ali ve Müzeyyen:
-Altmış milyon var yanımızda.
Mustafa elini uzatarak:
-Bu yeterli.
Mustafa dükkandaki birisine toplanan parayı verip bir araba aldı ve yola koyuldular.
Yolda ilk çıkan tabelada “Dockteerbly 9599m Paperds 36050m” yazıyordu.En sonunda Dockteerbly’e vardılar.Uygun bir yere park edip arabadan çıktılar.Mustafa Müzeyyen’e:
-Bak Müzeyyen ben, Yücel, Ali, ve Q ev arıycağız.
Müzeyyen:
-Tamam.
1 saat sonra Mustafa, Yücel, Ali ve Q arabaya geri döndüler.Mustafa:
-Hiç boş yer yok.Ev yaptırsak çok pahalıya patlar.
Şen:
-Hiç otel de mi yok?
Mustafa:
-Yok.En iyisi başka bir ülkeye gitmek.
Yücel cebinden bir düğme çıkararak:
-Uygun birisini limanda bulabiliriz.
Daha sonra da arabayla limana gittiler.Limanda kocaman ve küçücük tekneler, koskocaman gemiler ve birçok tayfa vardı.Mustafa arabayı bir yere park edip gemi kaptanlarının toplandığı bara gitti.3 saat sonra Mustafa yanında dev bir fare ve kırmızı paltolu biri ile gelmişti.Ali Mustafa’ya:
-Bu beyler kim?
Mustafa:
-Tanıştırayım, Lapacı ile çılgın korsan Jack.Yeni kaptanımız.
Jack:
-Bu arabayı da mı alacağız?
Mustafa karşılık olarak:
-Evet.
Saat 20:00.Gemide Mustafa ile Jack birbirleriyle konuşuyorlardı.Jack:
-Tam altı yüz altın isterim.
Mustafa masaya elini koyarak:
-Milyon olarak versek.
Jack geriye bakarak:
-Olmaz.
Mustafa havaya bakarak:
-Sana bir hazine avcılığında yardım etsem nasıl olur?
Jack düşünür gibi:
-Olabilir.
Jack acımasız bir katil için çalışıyordu.Adı köpek balığı surat Vili.
Ertesi sabah Mustafa Jack’e:
-Ne zaman yola çıkıyoruz?
Jack yanıt olarak:
-Bir iki saat sonra çıkıcağız.Siz kahvaltınızı edin.” diyerek odasına gitti.
Mustafa geminin hizasındaki hana gitti.Mustafa giderken Ali ona:
-Ben gemide kalacağım.
Mustafa:
-Sen bilirsin.
Bu sırada geminin en büyük yelkenine konan bir kuş vardı.Ve daha sonra da kaptanın odasının penceresine kondu.Jack ona yaklaştı.Kuş garip hareketler yaptıktan sonra gitti.Jack kendi kendine:
-Demek Bay Ölüm ve Angus Dagnabit gelecek.
Saat 10:20’de çılgın korsan Jack’in gemisi demir alıp okyanusun derinliklerinde kayboldu.Jack dümene gitti.Jack Lapacı’ya:
-Lapacı dümeni bırak ve yemek yap.
Lapacı:
-İyi ama kim kullanacak gemiyi.
Jack:
-Ben kullanırım.
Ali’nin odasında Ali Müzeyyen’le konuşuyordu.Ali pencereye bakıp:
-Müzeyyen niye güverteye gitmiyoruz?
Müzeyyen Ali’nin elini tutarak:
-Olabilir.Ama ilkönce bir sürprizim var.
Tam Müzeyyen sürprizi söyleyecekken kapı çalındı.Ali:
-Gel.
Lapacı elinde bir tepsi içinde yemekle geldi.Lapacı:
-Yemek servisi!
Müzeyyen de söyleyeceğini unutmuştu.Bu sırada Mustafa koridorda yürüyordu.Birden bir ses duydu.Ama tam nerden geldiğini çözemedi.Tam Jack’in odasına gidecekken Şen kendi odasından çıkıp Mustafa’ya şunu söyledi:
-Gel ben ve Gül’le Ay Barı oyna.
Mustafa da Şen’i kıramayıp onlarla Ay Barı oynamaya gitti.Mustafa tam Şen’in odasına girdiğinde Yücel odasından çıkıp güverteye güneşin batışını izlemeye gitti..Lapacı Yücel’e yaklaşıp ona şunu dedi:
-Çok güzel değil mi?
Yücel Lapacı’ya bakıp şunu dedi:
-Bence de çok güzel.
Jack dümenden bağırıp:
-Lapacı hemen buraya gel.
Bu sırada Mustafa, Şen ve Gül Ay Barı oynuyordular.Mustafa zarı attı.Mustafa sevinçle:
-Oley dört çıktı.
Hemen yan taraftan bir kart çekti.Şen zarı alıp attı.Şen çok büyük bir sevinçle:
-Ben kazandım.
Mustafa odanın kapısını açarak:
-Ben odama gidiyorum.” diyerek koridorun karanlık bölgesinde kayboldu.
Şen Gül de gittikten sonra kapıyı kapattı.Şen çantasından bir fotoğraf çıkardı.Fotoğraf Şen, Yücel, anne ve babasıyla top oynarken yengesinin çektiği fotoğraftı.Çantasından başka bir fotoğraf çıkardı.Fotoğrafı inceledikten sonra gözü doldu.
Gece olduğunda gemi yavaşça durmaya başladı.Bir tek Jack’in odasının ışığı yanıyordu.Birden gemide büyük bir sallantı oldu.Mustafa uyandı.Pencereden baktığında daha gece olduğunu fark etti.Mustafa sessizce güverteye gitti.Güvertede Lapacı yelken direklerinden birinin altında uyukluyordu.Bu sırada Jack odasında birisiyle konuşuyordu.Jack:
-Neymiş bu Süper Adam mı ne?
Diğer ses:
-Çok güçlü biri.Ama garip bir şekilde Kayıp Ada adında bir yerde ölmüş.Birazdan bir hayalet bana kimin yaptığını gösterecek.Birden Jack’in odasında büyük bir ışık oldu.Ve bir pat sesiyle Mustafa’yı uyandıran sallantı oldu.Bembeyaz bir adam gümüş bir aynayla odadaki bir masaya koydu.Mustafa Jack’in odasının ışığının yanık olduğunu gördü.Gidip odanın açık penceresinden olanlara baktı.Jack:
-Bay Ölüm peki bu Süper Adam neden ölmüş?
Bay Ölüm:
-Süper Adam Q adında birine vampir savaşında yardım ediyordu.Şimdi ne olduğunu görüceğiz.Aynada bir yazı çıktı:
-On beş Kasım bin dokuz yüz doksan üç.
Bay Ölüm bağırarak:
-Ey sihirli ayna bu zamanda ne oldu?
Ayna yanıt olarak:
-Bu Süper Adamın ölümüdür” diyerek ayna üzerinde dev bir ada ve çevresinde uçan bir adam çıktı.
Ayna:
-Süper Adam çok kötü bir enerji hissediyordu.Enerjinin bu adanın çevresi olduğunu bilmiyordu.Süper Adam şayet adanın gizemli enerjisi olan birisini keşfetmeseydi ölmezdi ama Dünya yok olurdu.Bu kişinin üç kimliği var.Birincisi korkunç vampir.Mustafa bu sırada kendisini kötü ve suçlu hissetti.Kaybolan annesinin korkunç vampir tarafından kimliği değiştirildi diyen bir ses çıktı.Ayna bu sırada:
-İkincisi bir kadın.Neyse Süper Adam inanılmaz olan bir güç gördü.Ve bir mağaraya girdiğinde aniden kendisinin boşaldığını hissetti.Ve korkunç bir şey gördü ve öldü.Bay Ölüm:
-Peki üçüncü kimliği ne?
Ayna:
-Birisi bizi izliyor, onun duymaması lazım.
Jack ve Bay Ölüm harekete geçtiler.Jack bir kılıç alarak:
-Ben onu bulurum.
Mustafa hemen kamarasına koştu.
Ertesi sabah 11:20’de Mustafa Q’nun yanına gitti.
(Devam edecek)

No comments: