Sunday, April 02, 2006

BİR ADAMIN HİKAYESİ - 15
Gezinin keyfini çıkartıyorlar
Mustafa akşam saat 8:00'e kadar deliksiz uyudu. Ve akşam 8:00'de kapı çalındı. Kapıyı açtı. Aşağıda günün otel turları, otelin özellikleriyle ilgili bir dergi ve gazete vardı. Neyse ki dergi ve gazete Türkçeleştirilmişti. Mustafa dergiyi okumaya başladı. Dergide şöyle yazıyordu:
Sevgili konuklarımız. Otelimize hoş geldiniz.
Bu akşam Washington zafer bayramı kutlaması var. Bu bayram dolayısıyla özel yemeğimize çağırıyoruz. Yemekte:
Patates kızartması, hindi, özel yahnili tavuk, amerikan salatası, süslü pasta ve jelatin vardır.
Hepsinden öncesi Micheal Jackson konser için geliyor! Otelimizde yarışmalar, oyunlar ve Türk usulü şenlik de yapılacak.
Otelimizdeki turlar artık yarı fiyatına! Sakın kaçırmayın. Bu sıralar Beyaz Ev’e yapılacak gezi parasız. Tur ücretleri:
- Yarı tur=255 dolar
- Tam tur=510 dolar
- Özel tur ve normal tur=1104 dolar

Mustafa dergiyi kapattı. Ve elbise dolabından smokine benzer bir şey giydi. Bu sırada Müzeyyen, Ali, Peter ve Jack, üzerinde İngilizce “Biz turistsiz!” yazan elbiseler alıp etrafı dolaştılar. Lapacı ve Gül ise satranç oynuyorlardı. Yücel de kardeşine mektup yazıyordu. Osman bey ve 2. Şahıs planlar yapıyordu. Q da Andy’i şaka yapmaması hakkında uyarmaya çalışıyordu. Andy hemen Q’dan kaçmaya başladı. Otelin en yavaş asansörüne bindi. Aynı zamanda en tablolu asansörü idi. Q da En hızlı asansöre bindi. Andy beşinci kata çıkıyordu. Q da bunu biliyordu. Ama Andy dördüncü katta durdu, ve Mustafa’nın kaldığı odanın kapısını çaldı. Mustafa açtı.
Mustafa:
- Ne vardı?
Andy:
- Bugünkü yemeği konuşacaktım.
Mustafa şaşkın halde:
- İyi tamam.
Andy içeri girdi. Mustafa da kapıyı kapattı. Bu sırada caddelerden birinde. Ali ve Müzeyyen bir Türk restoranına girdi.
Jack Peter’a:
- Ben hiç yorulmadım.
Peter:
- Ben de.
Jack:
- Ama ben otele geri dönüyorum.
Peter hiç bir şey anlamadan:
- Tamam.
Peter gezmeye devam etti. Yücel biraz oteli gezmeye karar verdi. Birden birinci kata inme isteği duydu. Birinci katta pencerenin yanına geldi. Dışarıya baktı. Lapacı ve Jack birbiriyle konuşuyorlardı. Yücel tam onların yanına gidecek diki karşısına Gül çıktı.
Gül:
- Şey, Q’yu gördün mü?
Yücel:
- Hayır.
Gül kızararak:
- Tamam. dedi ve gitti. Yücel arkasından baka kalmıştı. Hemen en yavaş ve en süslü asansörü çağırdı. Asansör çağırdığı kata geldi ve içinden Mustafa çıktı.
Mustafa:
- Zemin kata mı iniyorsun?
Yücel:
- Evet. dedi ve asansöre girdi. Mustafa asansörde:
- Güzel bir gün.
Yücel yanıt olarak:
- Evet, güzel bir gün.
Asansörden çıktılar. Yücel girişe gitti. Mustafa ise oturma odasına.
Girişte Lapacı:
- Kaptanım. Bugünkü parti için çok heyecanlıyım.
Jack sıkılmış bir halde:
- Evet ne demezsin.
Lapacı:
- Hadi kaptan sorunun ne?
Jack:
- Yok bir şey.
Yücel arkadan yanlarına gelerek:
- Jack sevin biraz.
Jack gülümseyerek:
- Hadi canım.
Jack güldü. Lapacı ve Yücel de mutlu oldu ve oturma odasına gitti. Orada Q, Mustafa ve Peter vardı. Jack:
- Merhaba arkadaşlar.
Üçü de bir koltuğa oturdular.
Mustafa gülümseyerek:
- Eee şehri beğendiniz mi?
Peter:
- Ben doğrusu beğendim.
Jack sanki bir konuşma yapıyormuş gibi:
- Güzel bir şehir.
Lapacı:
- Ve güzel bir otel.
Q:
- Şehri beğendiğinize sevindim. Ama amacımızı unutmayalım. Sonik’i bulmalıyız.
Osman bey kapıyı açarak:
- Doğru, ama ben ve 2. Şahıs nerede olabileceğini Kaos Zümrütleri ile bulabileceğimizi keşfettik.
Mustafa:
- Yarın işe başlayabiliriz.
Ve hepsi kalkıp restorana gitti. Müzeyyen ve Ali henüz otele dönmüştüler.
Kapıda Ali:
- Valla çok güzel bir yemekti.
Müzeyyen:
- Şimdi diğerleriyle oturma odasında konuşacaktık. Hadi gidelim.
Ve ikisi oturma odasına gitti. Oturma odasında on kişi vardı.
Birisi:
- Where are you going?
Müzeyyen Ali’ye fısıldayarak:
- Ne dedi?
Ali bilmiyorum işareti yaptı ve:
- Bence yemek odasındalardır demiştir.
Müzeyyen:
- Thanks.
İkisi de restorana gitti. Hiçbiri bir şey anlayamamıştı. Andy bu sırada dışarılarda bir otel arıyordu. Andy kendi kendine:
- Lori’nin oteli yan cadde de olması gerekiyor.
Andy oteli bulup içeri girdi. “Üniversite grubu buradadır” yazısına baktı. Lobideki adama Lori’nin hangi odada kaldığını sordu. Ve adamın söylediği odaya gitti. Kapıyı tıklattı. Ama hiç kimse yoktu. Andy’nin hayalleri yıkılmıştı. Andy oteline dönmeye karar verdi. Gül hala Q’yu arıyordu. Sonunda vazgeçip restorana indi. Restoranda Mustafa, Peter, Yücel ve Ali’ye rastladı. Gül onlara:
- Ne yapıyorsunuz?
Peter yanıt olarak:
- Erkekler arası bir konuşma diyelim.
Gül kıskançlıkla:
- Peki kızlar arası konuşma nerede?
Mustafa:
- Ha onlar mı, şey onlar ay barı turnuvasına katıldılar. Gül :
- Nerede oynanıyor peki?
Yücel masadan kalkarak:
- Ben sana gösteriyim.
Ve ikisi gittiler. Ondan sonra Jack ve Lapacı smokin ile geldi.
Jack ve Lapacı masaya oturarak:
- Biz ikimiz geldik.
Bunu aynı anda ikisi birden söylemişti.
Jack:
- Size bir şarkı söyleyeceğim.
On dakika sonra Mustafa tuvalet için kalktı.
Jack arkasından:
- Sesim seni büyüledi değil mi?
Lapacı:
- Kesinlikle herkesi büyülediniz.
Arkadan ellerini çırpan insanları gösterdi.
Jack utanarak:
- Thanks, thanks.
Yücel, Gül'le flört etmeye çalışıyordu. Ve turnuvanın olduğu yere varınca, Gül içinden “En sonunda” dedi. Ve oradakilere nasıl katılacağını sordu. Ve katıldı. Yücel ise diğerlerinin yanına döndü. Dönerken Mustafa’nın birisiyle konuştuğunu fark etti.
Yücel çok fazla şaşırmıştı. Çünkü bu kişi, Ali’nin vampir dediği kadındı.

(devam edecek)

1 comment:

Anonymous said...

Arkadaşım çok meraklandım, bu hikaye nasıl bitecek, hikayenin başını unutacağım bu gidişle...