Monday, February 27, 2006

BİR ADAMIN HİKAYESİ - 11

Ayy çok korktum!

Mustafa kendine bir tokat attı. Ve bu arada New York’a girdi. Etrafındaki kişiler ona:
- Wonderful men! Amazing Mr Mustafa.
Mustafa onlarla ilgilenmedi. Ve doğruca tren istasyonuna gitti. Sıraya girdi. Sıra ona geldiğinde:
- One ticket, please.
Kasada duran kişi:
- Where are you going?
Mustafa etrafına bakındı. Birisinin okuduğu kitapta “East Gackle Times” yazıyordu. Mustafa biletçiye:
- East Gackle.
Biletçi:
- Okay.
Biletçi bileti verdi. Mustafa istasyona girdi. İçerde “Hot Dog, Chili Con Carne, Turkey, Spagetti adlı yiyecek satanlar vardı. Bir sandalyeye oturdu. Diğerlerini unutmaya çalıştı. Trenin ne zaman geleceğini 10 dakka sonra çözebildi. Derken istasyonun karşı tarafında Osman bey dışında tüm grup belirdi. Mustafa kendi kendine:
- Hay aksi. Off.
Derken Ali ve Q yanından geçti. Ama fark etmemişlerdi. Ali Q’ya:
- Bu ne?
Q:
- Aaa o mu?Şey acılı çorba. Meksika usülü acılı çorba. Aslında akşam yemeğini burada edebiliriz. Nasıl olsa trenin gelmesine 5 saat var diyerek diyerlerinide yanlarına çağırdı. Diğerleri geldi. Ali Gül’e bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Gül ise ona aldırış etmedi. Hep birlikte Mustafa’nın tam karşısındaki restorana gittiler. Mustafa yaylı bir yatak bulup yattı. Saatini ayarladı. Ve uyudu. Q ve Peter yemekten erken kalkıp yayyı yatak aramaya başladı. Aradan 4 saat geçti. Mustafa uyandığında restoranlar ve dükkanlar kapanmış istasyon sessizliğe bürünmüştü. Mustafa bir saatini grup üyelerini kızgınca bakmakla geçirdi. Sonra tren geldiğinde, gizlice trene girdi. Grup da arkadan girdi. Mustafa hemen bir kamara tuttu ve hemen uyumaya başladı. Ertesi gün saat 12:00 East Gackle’a varmıştı. İndiğinde hemen bir otel aramaya koyulmuştu. Hala gruptan bir haber yoktu. Derken iki katlı bir eve rastlamıştı. Kapıyı çaldı. Kapıyı sarı saçlı bir çocuk açtı. Sarı saçlı çocuk:
- Benimle mi konuşacaksınız yoksa ailemle mi?
Mustafa şaşkın halde:
- Ailenle.
Sarı saçlı çocuk:
- İleride merdivenlerin sağındaki odadalar.
Mustafa ayakkabılarını çıkarıp merdivenin sağındaki odaya geçti. Sarı saçlı çocuk da arkasından gitti. Sarı saçlı çocuğun babası:
- Mevzu nedir?
Mustafa yanıt olarak:
- Şey, kalacak yer arıyorum da. . .
Sarı saçlı çocuğun babası da:
- Burada kalabilirsiniz, bizim için hiç sorun olmaz.
Mustafa şaşkın, şaşkın:
- Yeni geldim buralara da yer arıyordum. Yani şey size yük olmam değil mi?
Sarı saçlı çocuğun babası rahatlamış şekilde:
- Oh, ne yok olmazsınız.
Sarı saçlı çocuk:
- Merhaba, adım Andy. diyerek elini uzattı. Mustafa da elini uzattı. Tam el sıkışacakken Andy’nin babası:
- Hayır, yapma!
Mustafa hiç bir şey anlamadan:
- Niye?
Andy:
- Lafa karıştım üzgünüm ama basitçe tokalaşacağız.
Andy’nin babası elini Andy’nin eline işaret etti. Mustafa Andy’nin eline baktı. Andy’nin elinde şaka malzemesi gördü. Mustafa:
- Çok ayıp. Ha bu arada sizin adınız ne?
Andy’nin babası:
- Adım Hall ya seninki:
Mustafa:
- Adım Mustafa.
Andy ve Hall heyecanla:
- Aaa, sen, şu ünlü vampir yok edicisin.
Mustafa kızararak:
- Evet o benim.
Hall:
- Peki diğerleri nerede?
Mustafa odadan çıkmaya çalışarak:
- Şey o konuyu açmayalım.
Andy:
- Seni anlıyorum.
Hall:
- Seni odana götüreyim. diyerek merdivenlerden yukarı çıktı. Mustafa odayı gördükten sonra:
- Tamam kalabilirim. Şimdi fiyat konusunu konuşalım. . .
Saat 22:17’de grup ev arıyordu. Ali hem yürüyerek hem de terleyerek:
- Yahu bir durmayacak mıyız?
Yücel:
- Hakikaten de ha.
Q kızarak:
- Buraya niçin geldik ha o zaman! O zaman siz gidin! Beceriksizler.
Yücel de kızmaya başlayarak:
- Şşşşt, dövmeyim seni ha.
Gül Q’nun önüne çıkarak:
- Önce beni geç şişko ayı.
Ali:
- Sen nesin ha?Boş kafa ne olacak:
Gül:
- Senin pestilini çıkar miyim.
Müzeyyen:
- Kocama dokunursan seni öldürürüm.
Jack:
- Keşke Mustafa gibi Osman beyin yanında kalsaydım.
Q:
- İyi git o zaman.
Jack:
- Hey sözlerine dikkat et.
Q alaycılıkla:
- Etmemsem ne olur?
Peter:
- Bir şey bilmeyen salak.
Q Peter’a tekme atmaya çalıştı ama Yücel onu engelledi. Yücel:
- Terbiyesiz.
Lapacı:
- Doğru konuş Yücel!
Jack:
- Lapacı tüm yaptıkların arasında en saçma olanı buydu.
Lapacı:
- Ama efendim. . .
Jack:
- Sus.
Q:
- Kapa çeneni aç gözlü.
Jack kılıcını çıkardı ve:
- Hiçbir şey bilmiyorsun. Ben senden daha fazla şey biliyorum. Lapacı onla mı olacaksın yoksa benle mi?
Lapacı şaşırmıştı. Daha önce çılgın korsan Jack ile hiç böyle bir ilişkisi olmamıştı. Q:
- Dana beyinli.
Yücel Q’ya yumruk attı. Peter da Gül’e tekme attı. Jack ise Lapacıyı Q’nun yanına fırlattı. Müzeyyen:
- Biz gidiyoruz. diyerek gittiler. Lapacı kederlenmişti. Q ise arkalarından küfür yağdırıyordu. Gül de Q ne yapıyorsa onu yapıyordu. Geceyi Mustafa hariç herkes uyuyamamıştı.
Osman bey grubu çok merak etmişti. Bu yüzden uyku tutmamıştı. Osman bey de kitap araştırmasına devam etmeye karar verdi ve elebaşının kalesine gitti. Saat 01:23 olmuştu. Ve Osman bey aradığını bulmuştu. Ve eve gitti. Eşyalarını topladı. Ve doğruca tren istasyonuna gitti. Saat 09:30 olmuştu. Mustafa kahvaltısını bitirmişti. Daha sonra cep telefonu çalındı. Açtığında duyduklarına inanamadı. Şok olmuştu. Bu önceki yaşadıklarından da kötüydü.
(devam edecek)

4 comments:

asliberry said...

Denizciğim merbaha,
11.Bölümü ben mi atladım, yoksa bir sıralama hatası mı oldu? Belki de 11 sayısını sevmiyorsundur ve 11.Bölümü yazmak istememiş olabilirsin. Hani 13 sayısının uğursuzluğuna inanılır ve hatta bazı otellerin onüçüncü katı yoktur ya.

asliberry said...

Deniz merhaba, gene ben,
Tanıtım kısmında okumayı sevdiğin yazıyor. Mitoloji okuyor musun? Eğer bir ön fikir edinmek istersen şu sayfadan (http://www.workz.org/mitoloji/mitoloji_nedir.html)
yararlanabilirsin, hoşuna giderse çok güzel kitaplar da var. Şu sayfa da fena sayılmaz; (http://www.arkeo.org/icerik.asp?menu=mitoloji&konu=yunan)

Ragnor said...

Andy'nin nesi var ha? :).
Hikayeni baştan sona okudum yaşna göre güzel diyelirim. En çok güldüğüm yerlerde sanırım jetix çizgi filmlerinin karakterlerini kullandığın yerler oldu. Yakında Kene'yi de görürüm umarım hikayende.
Birkaç öneride vermeden kaçmayayım dedim. Yazarken çevrenin tasvirine biraz daha fazla yer versen daha iyi olur.
Neyse sana kolay gelsin. Yazmaya devam.

Deniz Kamcez said...

asli abla,

bölüm numarasini yanlış yazmışım, hemen düzelttim. uyarın için teşekkürler...