Saturday, April 28, 2007

Urfa'dan Gece Şehre Bakış

DOĞU TURU - Birinci Gün

23 Nisan tatilini fırsat bilip, GAP turuna çıktık. Buraya yazmak için bazı notlar aldım, şimdi gezimizi anlatmak istiyorum. Diyarbakır'a uçakla gittik.
Şansımıza hava pek de güneşli değildi ama bu tabii ki, bizim maceramızı engelleyemezdi.




İlk olarak Diyarbakır’daki büyük surların içini gezdik. Surlarda yer alan burçlardan biri olan Keçi Burcu’na gittik. Keçi Burcu Dicle tarafındaki yeşil bağlara ve bahçelere bakıyordu.

Daha sonra Ulu Cami’yi gezdik ve hemen onun yan sokağında Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi vardı, hep birlikte oraya gittik.




Burası eskiden Cahit Sıtkı Tarancı’nın ailesinin yaşadığı evmiş. Cahit Sıtkı ünlü bir şairimiz. Evlerinde her mevsim için ayrı odalar varmış. Burada biraz oyalandıktan sonra otobüse döndük.


Diyarbakır dev karpuzlarıyla ünlüdür. Bununla ilgili birkaç adet kartpostal aldık. Sonraki durağımız Hasankeyf.
Ama önce çok büyük bir köprü olan ve altına Ayasofya’nın dev kubbesi sığabilecek olan Malabadi Köprüsü’ne uğrayacağız.


Malabadi Köprüsü için yazılmış şarkı ve şiirler varmış. Köprünün ayaklarının şekli suyun geldiği tarafta suyu yaracak şekilde sivri köşeli, arka taraftaki bölümde ise yuvarlak. Bu köprünün üstünde iki nöbetçi kulübesi vardı. Hasankeyf yolculuğumuz uzun sürdü. Burası 2010 yılında bitirilecek Ilıca Barajı yüzünden yok olacakmış.




Sonunda Hasankeyf köyüne vardık. Baraj yapıldıktan sonra burası da su altında kalacakmış. Burada mola veriyoruz.


Hasankeyf bir tepede olduğu için enerji kazanmaya ihtiyacımız var. Tepede Küçüksaray diye bir yer var. Bu yerin girişinde boğa ve aslan heykelleri varmış. Bu sarayda içeriden dışarıdaki sesler duyuluyormuş ama içerideki konuşmalar dışarıdan duyulmuyormuş.

Sonraki durağımız Mardin ama önce Midyat’a uğrayacağız.

Midyat gümüş işçiliğinin çok geliştiği bir yer ama buradan gümüş çıkmıyormuş. Ortaçağ’da İpek Yolu’ndan buraya gelen tüccarlar, buraya çok miktarda gümüş satmış. Midyat’ta çok yağmur yağdı ve pek gezemedik. Burada Sıla dizisi çekiliyormuş. Ayrıca dünyanın en eski manastırı da Midyat’ta imiş. Şimdi sırada Mardin var.

Otele yerleşip, akşam yemeğine hazırlanıyoruz.

4 comments:

Nihat Akkaraca said...

Sen çok yaşa Deniz, bize bir gezi yaptırdın. Modern çağın Evliya Çelebisi olma yolundasın. Harika bir gezi yazarı olursun diyecektim ama olmuşsun bile...

Deniz Kamcez said...

Teşekkürler Nihat Amca. Gezmeyi çok severim.

B5 said...

Benim görmedigim ancak merak ettigim yerleri gezmissin.

Yazilarin da ayni sekilde cok basarili.

Tebrikler Deniz,

Deniz Kamcez said...

b5 Blogumu ziyaret ettiğiniz için size çok teşekkür ederim. Devamı gelecek.