Friday, March 24, 2006

BİR ADAMIN HİKAYESİ - 13
Şakacı Andy
Andy ve Danie temizlikçinin dolabını aramaya başladı. Derken Spider- man ortaya çıktı. Vampir ile kavgaya girişti. Hastanenin kuzeyinde (yani girişinde) Ali ve Müzeyyen vardı.
Ali:
- Peki şimdi ne yapacağız?
Müzeyyen:
- Ben diğerlerinin yanına gidiyorum.
Ali Müzeyyen’in kolundan tuttu:
- Tekrar seni kaybetme korkusu yaşamak istemiyorum. Ben vampirleri hissetmiyorum aslında. Ben senin ölmenden korkuyorum.
Müzeyyen cesaret verircesine:
- Merak etme, hiçbir şey olmayacak.
Ali Müzeyyen’in kolunu bıraktı. Müzeyyen hastanenin batısına gitti.
Ali kendi kendine:
- Neredesin Mustafa?
Spider- Man ve Jack bu sırada vampirlerle savaşıyordu. Lapacı da arkadan kaya gibi şeyler bulup atıyordu. Yücel ve Gül ise Osman beyi iyileştirmeye çalışıyordular. Birden pencere açıldı ve içeriye 2. Şahıs girdi. Yücel çok fazla şaşırmıştı. Onu New York'ta bıraktıklarını sanıyordu. Sanmakta da haksız sayılmazdı.
2. Şahıs:
- Merhabalar. Sizinle birlikte geldiğimi sanıyordum.
Gül:
- Doğru ya.
2. Şahıs:
- Neyse. Size yardım etmeye geldim. Q’nun sırrını çözdüm. Ve Osman beyin cebinden kitabı almalarını engelledim. Daha sonra gelip ben aldım. Siz gittikten sonra Osman bey kitabı buldu. Ve apar topar buraya geldi. Ama vampirler kitabın onda olduğunu biliyordu. Şimdi buraya da sonik bombalar koymamız gerekiyor ki, hiç böyle bir şey bulunmuyor burada. Neyse, vampirleri Q uzaklaştırdıktan sonra ben gelip kitabı aldım. Biraz karmaşık.
Yücel:
- Peki senin yanında. . .
Bir vampir Gül’ün üstüne atlamaya çalıştı ama Yücel onu engelledi.
Gül:
- Hayatımı kurtardın.
Vampir daha pes etmemişti. Gül’ün kanını içmek istiyordu. Yücel vampire yumruk, tekme saldırdı. 2. Şahıs cebinden Mavi Taş'a benzeyen kırmızı bir taş çıkardı. Vampir yok oldu. Yücel yaralanmıştı.
Gül:
- Lütfen ölme Yücel!
2. Şahıs çok şaşırmıştı. Gül'ün göz yaşlarından bir zümrüt oluşuyordu.
2. Şahıs:
- Bu bir, Kaos Zümrüdü.
Mustafa ameliyatı bitmişti ama ameliyat odasında unutulmuştu. Mustafa yataktan kalktı. Hemen elbise bulup giyindi. Birden kapıda Q belirdi.
Q:
- Suçlu.
Mustafa:
- Ne suçlusu Q? Belki bir kaç hata yaptım ama bu odadaki tek suçlu sensin.
Q gözlerini kısarak:
- Düş görmeye devam et.
Mustafa kızarak:
- Q bu sen misin?
Q:
- Asıl sen misin? İlk önce onu söyle.
Mustafa:
- Q üzgünüm. Hepsi benim hatam yani şey, ben seni seviyorum!
Q şaşkın halde ve içine sıcak bir duygu girerek:
- Ama nasıl? Özür dilerim, söylediklerim için.
Mustafa:
- Haydi diğerlerine yardıma gidelim. dedi ve imkansız bir şey oldu. Kalp şeklinde bir kristal. Q:
- Bu kristal, bu kristal. Mavi Taş bu.
Mustafa:
- Mavi Taş’mı?
Q:
- Evet. Biz birbirimize aşık olunca Mavi Taş güçlendi. Ve bu sadece Mavi Taş için değil. Bütün Mavi Taş’a benzeyen şeyler için geçerli. Mustafa:
- Yani romantik etki olunca şayet bu taşlar bu romantik ilişkiye yakın olursa tepki verip güçleniyor.
Q:
- Aynen.
Mustafa kristali alıp Q ile hastanenin doğu tarafına gitti. Vampirler onları yakaladı.
Mustafa ve Q:
- Mavi kristal gücü!
Vampirler insana dönüştü. Ve bir ışın açıldı. Bu ışına her yaklaşan vampir insan oluyordu. Andy ve Danie ise ışını görüp vampirleri oraya çekti. Ve tüm vampirler insana dönüştü. Işın tüm hastaneyi kapladı ve tüm ölen insanlar tekrar canlandı. İki ay sonra mayıs ayının 11'inde saat 8:20’de Andy gruba katıldı.
2. Şahıs:
- Gazetede okudum, (herkes dinlemeye başladı. Jack hariç) şu kaos zümrütleriyle Sonik adında son süratle giden bir formüle arabasını bile geçebilen bir kirpi olan Sonik(2. Şahıs hep böyle anlamsız konuşur. Bu arada Jack dinlemeye başladı) kaos zümrütlerinden tam dört tane toplamış. Ve ülkeyi tehdit eden doktor Eggman'de de bir tane varmış. Bizde iki tane var. Ve eğer vampirleri yok etmek istiyorsanız yedi kaos zümrüdünü ele geçirmeliyiz. dedi ve zeytinlerden birini ağzına attı.
Mustafa:
- Ve beş romantik ilişki bulmalıyız.
Kapı çalındı.
Andy:
- Ben bakarım.
Kapıya baktı. Kapıyı çalan Andy'nin sevgilisi Lori idi. Lori:
- Merhaba Andy. Ben Washington’a gittiğimi söylemek için uğramıştım. Neyse hoşça kal.
Andy:
- Ama ben. . . dedi. Andy’nin hayalleri yıkılmıştı. Arkadan Mustafa:
- Üzülme evlat. Bizde Washington’a gidiyoruz.
(devam edecek)

1 comment:

Anonymous said...

Ah ne güzel! Tam beş tane romantik hikaye mi okuyacağız çok yakında!!!????Ben bayılırım romantik hikayelere ve aslında sizin üslubunuza da bayılıyorum. Ameliyat odasında unutulan Mustafa yine ağlattı beni. Nerde neyi dinlemek gerektiğini de Jack ile öğreniyorum. İçi vampirlerin korkusuyla değil; Müzeyyen'i kaybetme korkusuyla dolu Ali ise, gelecekte tekrar şövalye ruhlu erkekleri göreceğimiz umudunu veriyor. Mavi taşlar, zümrüt gözyaşları ile bütün hikaye şıkır şıkır parlıyor.Hımmmm... Çok hoşuma gidiyor yazılarınız.